9 Aralık 2013 Pazartesi
ELEMENTLERiN TEORiSi - 2 ; SiLiKON Bölüm 2
Bölüm 2
Bağ dokularının vücutta nem tutabilmesinin önemi erken yaşlanmaktan korunmaya yönelik düşünülebilir. Bu dokuların “sululuğu” raw food beslenmeye ve hidrasyona olduğu kadar silikona da bağlıdır. En yüksek silikon oranı ise saç ve tırnaklarda bulunur. Saç ve tırnakların sağlıklı görünümüne destek olan silikon, cildin gücünü de arttırarak kırışıklıklar ile savaşır.
Vücudumuzda silikonun kalsiyuma oranı biyolojik bir gençlik markeridir. Doğduğumuzda vücudumuzda bulunan yüksek silikon ve düşük kalsiyum oranı yaşımız ilerledikçe tam tersine dönmektedir. Araştırmalar 10 yaşına gelindiğinde günümüz demineralize beslenme stilin de etkisi ile silikonun ciddi oranda kaybolduğunu ve ilerleyen yaşlarda azalmaya devam ettiğini belgelemiştir.
Silikon, oksijenden sonra dünyada en fazla bulunan elementtir. Kum ve kuvarsda silikon dioksit / silis (SiO2) yapısında bulunan silikon, granit gibi minerallerde ise silikat yapısındadır. Yüksek konsantrasyonlarda silis içeren besinler şunlardır;
* Aykuyruğu
* Kenevir Yaprağı
* Isırganotu
* Kırmızı Turp
* Frenkinciri (Hintinciri)
* Marul
* Mercanköşk
* Yeni Zelanda Ispanağı
* Dulavratotu Kökü
* Salatalık (kabuk kısmında)
* Dolmalık Biber (üst zar kısmında)
* Domates (kabuğunda)
* Yulaf (metal-kesim)
Vücutta silikon eksikliği ise kendisini başlıca şu semptomlar ile gösterebilir;
* Kırılgan tırnak ve saç telleri
* Diş çürükleri
* Zayıf kemikler
* Zayıf bağ, kiriş ve tendonlar
* Cilt kalitesinde düşüş
* Arteroskleroz (zayıf ve gözenekli arterler)
* Anfizem gibi akciğer bozuklukları
Son olarak, doğal kaynak suları tüketiminizde içerisinde en yüksek oranda silis içeren ürünleri tercih etmeniz dileği ile Zindelikler Dileriz…
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)