ELEMENTLERiN TEORiSi – 1
Elementler
(atomlar ve mineraller de diyebiliriz) genellikle kök dilinin ilk harfi
ile belirtilirler. Aynı harf ile başlayan farklı elementlerde ise sorun
yanlarına ikinci bir harf eklenilerek çözümlenmiştir. Örneğin; C
(Carbon): Karbon, Ca (Calcium): Kalsiyum, Cl (Chlorine): Klor, Cu
(Copper): Bakır (Fransızca Cuivre’ den alınmıştır), S (Sulfur): Sülfür,
Si (Silicon): Silikon, N (Nitrogen): Nitrojen, Na (Natrium -Sodium):
Sodyum gibi.
Altın Latince adı olan Aurum’ dan gelmektedir ve
Au ile belirtilir. Civa, civa zehirlenmesi anlamını taşıyan
"hydrargyrism" kelimesinden türetilerek Hg ile belirtilmiştir.
Potasyum gibi bazı elementlerin harfleri ise daha antik isimlerinden
etkilenmiştir. “K” ile belirtilen potasyumun Latince ismi “Kalium”
aslında Arapça ismi olan “Al Khali” den türetilmiştir. İngilizceye ve
dilimize “Alkali” olarak giren bu kelimenin kökü budur ve güçlü asit
anlamının tam tersi olan güçlü bazı ifade eder. (Önemli not: Potasyum
bir alkali mineral olduğu halde besinlerde alkali mineral etkisi
göstermemektedir.)
Mineraller bileşik ya da moleküllerden
farklılık göstermektedirler, bir anlamda bileşik ya da moleküller
minerallerin kombinasyonlarını içermektedirler. Örneğin; Silisin,
Silikon ve Oksijenin SO2 olarak bir kombinasyonu olması veya Nitrojen
ile Hidrojenin NH3 olarak amonyumu oluşturması gibi.
Biyolojik
transmutasyon ise bir elementin diğerine alkemik olarak dönüşümüdür.
Organik silisin kalsiyuma, potasyumun sodyuma, manganın demire
dönüşümleri bu tip örneklerdendir.
İçerisinde bulunduğumuz
hayat kimya ve fizikten çok daha fazlasını içermektedir. Raw-Food (Çiğ
Beslenme) paradigmasını da şekillendiren ve beslenme düzeninin
değişimini hedefleyen randomize birçok faktör bu şekilde
açıklanmaktadır.
Bir sonraki bölümde bazı önemli elementelerin
metabolik etkilerini detaylı incelemeye başlayacağımız yazımızın
devamında buluşmak üzere zindelikler dileriz…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder