4 Kasım 2013 Pazartesi

ELEMENTLERiN TEORiSi – 1

Elementler (atomlar ve mineraller de diyebiliriz) genellikle kök dilinin ilk harfi ile belirtilirler. Aynı harf ile başlayan farklı elementlerde ise sorun yanlarına ikinci bir harf eklenilerek çözümlenmiştir. Örneğin; C (Carbon): Karbon, Ca (Calcium): Kalsiyum, Cl (Chlorine): Klor, Cu (Copper): Bakır (Fransızca Cuivre’ den alınmıştır), S (Sulfur): Sülfür, Si (Silicon): Silikon, N (Nitrogen): Nitrojen, Na (Natrium -Sodium): Sodyum gibi.

Altın Latince adı olan Aurum’ dan gelmektedir ve Au ile belirtilir. Civa, civa zehirlenmesi anlamını taşıyan "hydrargyrism" kelimesinden türetilerek Hg ile belirtilmiştir.

Potasyum gibi bazı elementlerin harfleri ise daha antik isimlerinden etkilenmiştir. “K” ile belirtilen potasyumun Latince ismi “Kalium” aslında Arapça ismi olan “Al Khali” den türetilmiştir. İngilizceye ve dilimize “Alkali” olarak giren bu kelimenin kökü budur ve güçlü asit anlamının tam tersi olan güçlü bazı ifade eder. (Önemli not: Potasyum bir alkali mineral olduğu halde besinlerde alkali mineral etkisi göstermemektedir.)

Mineraller bileşik ya da moleküllerden farklılık göstermektedirler, bir anlamda bileşik ya da moleküller minerallerin kombinasyonlarını içermektedirler. Örneğin; Silisin, Silikon ve Oksijenin SO2 olarak bir kombinasyonu olması veya Nitrojen ile Hidrojenin NH3 olarak amonyumu oluşturması gibi.

Biyolojik transmutasyon ise bir elementin diğerine alkemik olarak dönüşümüdür. Organik silisin kalsiyuma, potasyumun sodyuma, manganın demire dönüşümleri bu tip örneklerdendir.

İçerisinde bulunduğumuz hayat kimya ve fizikten çok daha fazlasını içermektedir. Raw-Food (Çiğ Beslenme) paradigmasını da şekillendiren ve beslenme düzeninin değişimini hedefleyen randomize birçok faktör bu şekilde açıklanmaktadır.

Bir sonraki bölümde bazı önemli elementelerin metabolik etkilerini detaylı incelemeye başlayacağımız yazımızın devamında buluşmak üzere zindelikler dileriz…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder